Türkiye’de Tıbbi Sülük Üretimi Destekleniyor Ancak…

Sabah Gazetesinin haberinde Isparta ve bölgesinde Tıbbi Sülük türlerinden biri olan Hirudo Verbana ile ilgili çalışma yapılacağı bildirilmiş. 17 yılda %70 azalan doğal tıbbi sülük kaynakları gerçekten endişe verici. Ancak unutulmaması gereken birkaç noktayı bildirmek istiyoruz:

1. Doğal Tıbbi Sülük rezervlerindeki bu azalma, tedavide doğrudan kullanılan sülüklerin laboratuvar şartlarında döllenerek üretilmiş yapay sülüklerin kullanımı konusunda baskıya sebep olabilir. Laboratuvar şartlarında üretilen bu sülükler enzim bakımından doğal sülüklerden çok daha zayıftır. Sülük Tedavisi, yapay sülüklerin kullanımı ile etkisizlik yaftası yiyebilir.

2. Türkiye, sınırlı olan doğal sülük rezervlerini kozmetik hammaddesi olarak satmamalıdır. Kozmetik sektörü, sülükleri imha ettiğinden sülük nesilleri tehlikeye girmektedir. Bu amaçla kullanılacak sülüklerin yine Türkiye’de laboratuvar şartlarında veya yapay göllerde üretilen sülükler olması gerekir. Çok kıymetli olan doğal tıbbi sülükler ancak tedavi maksatlı merkezlere satılmalıdır.

3. Günümüz tıbbı sülük uygulaması prosedüründe sülükler uygulama sonrası imha edilmektedir. Bu, sülük türleri açısından en büyük tehdittir. Yani doğal tıbbi sülük türünün neslinin tehdit altında olmasını sebebi sülüklerin tedavide daha sık kullanılması değil, tedavi sonrası öldürülmeleridir. Sülük imhası yerine korumalı sülük habitatları oluşturularak burada doğal şartlara terk edilmelidir. Yapılan birkaç araştırma tıbbi sülüklerin 6 ay içinde hastalık bulaştırma riskini tamamen ortadan kaldıran bir sindirim sistemine sahip olduğunu kanıtlamıştır. Türkiye’de üniversitelerin bu konuda daha fazla araştırma yapmaları teşvik edilmeli ve sülüklerin imhasıyla ilgili daha insani, doğaya saygılı yollar bulunmalıdır. Bu görev, Rusya’da, Hindistan’da, Doğu Avrupa ülkelerinde değil, sülüğün ana vatanı Türkiye’dedir.

4. Dünyada sülükle ilgili sadece hammaddenin alınmasıyla değil sülükle ilgili tüm gelişmelerin merkezi olmak Türkiye’nin hedefi olmalıdır. Mevcut tıp sistemi içinde kaybolan tıp fakültesi, biyoloji, su ürünleri, ziraat bölümleri mezunlarına böyle yeni bir alan açılmalı ve teşvik edilmelidir. Sülük Tedavisi denilince akla Türkiye markası gelmelidir. Böylece bu değlerli kaynaktan daha etkin şekilde yararlanılmış olur.

Unutulmamalıdır ki Sülük Tedavisi, Anadolu merkezli bir tedavi yöntemidir. Bu konuda bağnazlık yapan sözde bilim adamlarına itibar edilmemeli ve konu her yönüyle araştırılmalıdır. Aksi taktirde sandıkta bekleyen büyük kıymet unutulup gidecek; hatırlandığında ise çok geç olacaktır.

Aşağıda haberin tamamını görebilirsiniz:

“Tıpta bir çok alanda alanda ‘destekleyici tedavi aracı’ olarak kullanılan Tıbbi Sülükler Isparta’nın kaderini değiştirecek

Dolaşım Sistemi’ne enjekte ettiği enzimlerle vücutta onarıcı ve uyarıcı etkisi bulunduğu belirtilen ve plastik cerrahi, kardiyoloji, nöroloji, ortopedi gibi alanlarda ‘destekleyici tedavi’ olarak kullanılan Tıbbi Sülük Isparta için büyük önem taşıyor. Türkiye, dünyada kullanılan Tıbbi Sülük’ün yüzde 80’ini karşılıyor. Isparta, Burdur, Afyon, Denizli ve Konya’da Tıbbi Sülük araştırması başlatıldı. Isparta için bu alan büyük bir fırsatı da içeriyor. 

PROJE YAPILDI 
Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsü (AKSAM) Eğirdir Birimi Tıbbi Sülük faunası için büyük bir proje başlattı. Birim Yöneticisi Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Mustafa Ceylan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı desteği ile çok hayati bir konuda yol gösterici olacaklarını söyledi. Ceylan, 2011 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na teklif ettikleri ve bakanlığın desteklediği ‘Göller Bölgesi Sülük Faunası ve Ekonomik Öneminin Araştırılması Projesi’ni başlattıklarını kaydetti. Ceylan, proje ile Isparta, Burdur, Afyonkarahisar, Denizli ve Konya’daki sulak alanlarda yaşayan sülük türlerini ve Tıp Bilimi’nde kullanılan Hirudo Verbana türünün ekonomik değerini ortaya koyacaklarını ifade etti.

YURT DIŞINDA TANESİ 15 DOLAR
Ceylan, 1996 yılında 10 ton olarak belirlenen tıbbi sülük ihracat kotasının 2013 yılında 3 tona düşürüldüğüne dikkati çekerek, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2010 yılı verilerine göre ihraç edilen tıbbi sülük miktarının 1.6 ton olduğunu bildirdi. Projenin ülkedeki Tıbbi Sülük potansiyelinin ulusal bazda araştırılması açısından önemli olduğunu dile getiren Ceylan, ” 1 kilo Tıbbi Sülük için toplayıcılara 400 TL’ye kadar ücret ödenebilmektedir. Yurt dışında ise 1 sülük için 15 dolar talep ediliyor. 1 kilo Tıbbi Sülük’ün 400- 600 adetten oluştuğu düşünülürse ekonomik potansiyeli ve ticaretinin cazibesi daha net şekilde anlaşılacaktır” dedi. ”

Sabah Gazetesi – 13.09.2013